Kaynak : Halisa ve Seçkinleri Yazan : Mehmet ALBAYRAK Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin aslen Urfalı olduğu bilinmektedir. Doğum tarihini bilmediğimizden yazamıyoruz. Hayatı hakkında da fazla bir malumata sahip değiliz. Sadece sevgili şeyhimiz Hayri Baba Hz.lerinden duyduğumuz bir iki menkıbesini kırık dökük anlatmaya çalışacağız. * * * Dede Osman Avni Baba Hz.leri zamanında Şanlıurfa’da Müslümanlarla Ermeniler beraber iç içe yaşarlarmış. Urfalı Ermenilerden biri ticaret için başka bir memlekete gider. Seyahati esnasında bindikleri vapur fırtınaya tutulur. Herkesi bir heyecan bir telaş alır. Cenabı Hak (C.C.) Hz.lerine yalvarırlar. Herkes (yani vapurda bulunanlar), inançları icabı dua ve yardım ister. Vapurda bulunan bu Urfalı Ermeninin hatırına Müslümanların Urfa’da sevip saydığı Dede Osman Avni Baba Hz.leri gelir. Bu Ermeni “Ben de bu Müslümanların ulusu Dede Osman Avni Baba Hz.lerinden yardım isteyim" der ve "Ey Müslümanların ulu kişisi Dede Osman Avni Baba bize yardım et. Vapurumuz batmaktan kurtulsun." der, duasını tamamlayınca birde ne görsün, vapurun suya gömülen tarafından Dede Osman Avni Baba Hz.leri tutup kaldırıyor ve vapur batmak üzere iken bu şekilde batmaktan kurtuluyor. Salimen Urfa’ya dönen Ermeni Urfalılara başından geçenleri olduğu gibi anlatıyor. Ermenilere de "Bu Müslümanların ulu kişisi gerçekten Hakkın sevdiklerindenmiş" diyor. * * * Bir gün adamın biri Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin huzuru saadetlerinde bulunurken Dede Osman Avni Baba Hz.lerine hitaben, "Bizim memlekette evliyalar şöyle keramet sahibi, şöyle kerametleri var" diye yersiz ve lüzumsuz laflar eder. Bunun üzerine Dede Osman Avni Baba Hz.leri o konuşan insana hitaben " Şöyle mi!" diye mübarek elini tacı saadetlerine götürüp tacını şöyle bir hareket ettirmek ister, adam bakar ki Urfa’nın dağları harekete geçmiş. Bunun üzerine bu yabancı hemen Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin eline, ayağına kapanarak bu küstahlığından ve lüzumsuz hareket ve laflarda bulunduğundan affını istirham eder. Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin ne büyük bir veli olduğunu ufacık bir işaretiyle nelerin olabileceğini anlar. * * * Dede Osman Avni Baba Hz.leri hakkında, Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin manevi elbisesinin her tarafı terfilerle tamamen dolu olduğu ve bu almış olduğu manevi terfilerinden elbisesinin görünmediği her zaman söylenmektedir. * * * Dede Osman Avni Baba Hz.leri Cenabı Hak (C.C.) Hz.lerine bu ümmeti Muhammedin (S.A.V.) işlemiş olduğu günahları görüp dayanamadığından, şöyle bir duada bulunmuş: Ey merhameti bol Rabbim, gözlerimin ışığını al, bu işlenen günahları görüp dayanamıyorum, sen işinin hakimisin. Duasını tamamlar tamamlamaz, Cenabı Hak duasını kabul buyurup zahiren ümmeti Muhammedin (S.A.V.) işlemiş olduğu günahları görmez. * * * Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin türbei saadetleri, Urfa’da Mevludu Halil Câminin avlusuna girişin karşısında, demir parmaklıkların arkasında bulunan kabirlerin en önündeki kabirdir. Öbür kabir sahipleri, Allahu alem, maddi ve manevi yakınlarına aittir. Zaten Urfa Belediyesince Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin kabri saadetlerinin baş tarafına “Kadiri Hulefalarından Dede Osman Avni Baba Hz.leri" diye yazılı bir levha asarak ziyaretçilere, bilenlere bilmeyenlere bu şekilde tanıtılmaktadır. Himmet ve duaları bereketiyle yine o câminin cemaati tarafından sabah ve yatsı namazlarından sonra eski usül Hatmi Kadiri yapılmaktadır. Yine, yanı başında bulunan bir bölümde Dede Osman Avni Baba Hz.lerine ait sancağı şerifi, giydiği tacı şerifi, tesbih ve kullandığı diğer eşyaları üzerinde tarihleriyle yazılarak ziyaretçilerine ve sevenlerine bu şekilde tanıtılıp gösterilmektedir. Cenabı Hak (C.C.) Hz.leri o kutsi sırrını daha daha aziz kılsın, himmet ve teveccühlerini bizimle eylesin amin, amin bi hürmeti Ta Ha ve Yasin. Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin türbei saadetlerinin resimleri kitabın sonunda bulunmaktadır.
Kaynak : Halisa ve Seçkinleri
Yazan : Mehmet ALBAYRAK
Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin aslen Urfalı olduğu bilinmektedir. Doğum tarihini bilmediğimizden yazamıyoruz. Hayatı hakkında da fazla bir malumata sahip değiliz. Sadece sevgili şeyhimiz Hayri Baba Hz.lerinden duyduğumuz bir iki menkıbesini kırık dökük anlatmaya çalışacağız.
* * *
Dede Osman Avni Baba Hz.leri zamanında Şanlıurfa’da Müslümanlarla Ermeniler beraber iç içe yaşarlarmış. Urfalı Ermenilerden biri ticaret için başka bir memlekete gider. Seyahati esnasında bindikleri vapur fırtınaya tutulur. Herkesi bir heyecan bir telaş alır. Cenabı Hak (C.C.) Hz.lerine yalvarırlar. Herkes (yani vapurda bulunanlar), inançları icabı dua ve yardım ister. Vapurda bulunan bu Urfalı Ermeninin hatırına Müslümanların Urfa’da sevip saydığı Dede Osman Avni Baba Hz.leri gelir. Bu Ermeni “Ben de bu Müslümanların ulusu Dede Osman Avni Baba Hz.lerinden yardım isteyim" der ve "Ey Müslümanların ulu kişisi Dede Osman Avni Baba bize yardım et. Vapurumuz batmaktan kurtulsun." der, duasını tamamlayınca birde ne görsün, vapurun suya gömülen tarafından Dede Osman Avni Baba Hz.leri tutup kaldırıyor ve vapur batmak üzere iken bu şekilde batmaktan kurtuluyor. Salimen Urfa’ya dönen Ermeni Urfalılara başından geçenleri olduğu gibi anlatıyor. Ermenilere de "Bu Müslümanların ulu kişisi gerçekten Hakkın sevdiklerindenmiş" diyor.
Bir gün adamın biri Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin huzuru saadetlerinde bulunurken Dede Osman Avni Baba Hz.lerine hitaben, "Bizim memlekette evliyalar şöyle keramet sahibi, şöyle kerametleri var" diye yersiz ve lüzumsuz laflar eder. Bunun üzerine Dede Osman Avni Baba Hz.leri o konuşan insana hitaben " Şöyle mi!" diye mübarek elini tacı saadetlerine götürüp tacını şöyle bir hareket ettirmek ister, adam bakar ki Urfa’nın dağları harekete geçmiş. Bunun üzerine bu yabancı hemen Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin eline, ayağına kapanarak bu küstahlığından ve lüzumsuz hareket ve laflarda bulunduğundan affını istirham eder. Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin ne büyük bir veli olduğunu ufacık bir işaretiyle nelerin olabileceğini anlar.
Dede Osman Avni Baba Hz.leri hakkında, Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin manevi elbisesinin her tarafı terfilerle tamamen dolu olduğu ve bu almış olduğu manevi terfilerinden elbisesinin görünmediği her zaman söylenmektedir.
Dede Osman Avni Baba Hz.leri Cenabı Hak (C.C.) Hz.lerine bu ümmeti Muhammedin (S.A.V.) işlemiş olduğu günahları görüp dayanamadığından, şöyle bir duada bulunmuş: Ey merhameti bol Rabbim, gözlerimin ışığını al, bu işlenen günahları görüp dayanamıyorum, sen işinin hakimisin. Duasını tamamlar tamamlamaz, Cenabı Hak duasını kabul buyurup zahiren ümmeti Muhammedin (S.A.V.) işlemiş olduğu günahları görmez.
Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin türbei saadetleri, Urfa’da Mevludu Halil Câminin avlusuna girişin karşısında, demir parmaklıkların arkasında bulunan kabirlerin en önündeki kabirdir. Öbür kabir sahipleri, Allahu alem, maddi ve manevi yakınlarına aittir. Zaten Urfa Belediyesince Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin kabri saadetlerinin baş tarafına “Kadiri Hulefalarından Dede Osman Avni Baba Hz.leri" diye yazılı bir levha asarak ziyaretçilere, bilenlere bilmeyenlere bu şekilde tanıtılmaktadır. Himmet ve duaları bereketiyle yine o câminin cemaati tarafından sabah ve yatsı namazlarından sonra eski usül Hatmi Kadiri yapılmaktadır. Yine, yanı başında bulunan bir bölümde Dede Osman Avni Baba Hz.lerine ait sancağı şerifi, giydiği tacı şerifi, tesbih ve kullandığı diğer eşyaları üzerinde tarihleriyle yazılarak ziyaretçilerine ve sevenlerine bu şekilde tanıtılıp gösterilmektedir.
Cenabı Hak (C.C.) Hz.leri o kutsi sırrını daha daha aziz kılsın, himmet ve teveccühlerini bizimle eylesin amin, amin bi hürmeti Ta Ha ve Yasin.
Dede Osman Avni Baba Hz.lerinin türbei saadetlerinin resimleri kitabın sonunda bulunmaktadır.